Ahit Sandığı'nın olası yeri ile ilgili Kültür Bakanlığı'na atılan email yazısı
Vatandaşı olduğum Türkiye Cumhuriyeti Devlet'nini laik bir devlet
olduğu için din işlerine karışmayacağını bilmekteyim fakat, bu devletin
yöneticileri ve çalışanları arasında müslüman, yahudi, hristiyanların
veya Allah'a inanan ve ilahi bir yol arayan insanların olduğuna
da inanmaktayım. Bu yüzden, sadece bir arkeolojik eser değil aynı
zamanda inananlar için Kutsal olan , Kutsal Ahit
Sandığı'nın İstanbul'daki olası yeri ile ilgili , araştırma faaliyeti
başlatmanız için, şu anki mailim ile size bir yer önermekteyim.
Altta
vereceğim sandığın yeri ile ilgili detaylı bilgilendirmelerim öncesinde
şunu belirtmeliyim. Bu sandıkla ilgili 2-3 senedir çeşitli araştırmalar
yapmaktayım. Fakat bu sandığın 1 ayı bile geçmeyecek kadar kısa zamanda
bulunması gerektiğini düşünmekteyim. Çünkü bu eserin Allah'a samimi
inanan insanlar için aşağıda belirttiğim üzere iki önemi vardır.
1- Bu Sandığın içerisinde Tevrat ve İncil'in asılları olma olasılığı yüksektir.
2-
Bu Sandık ,Allah'a inanan müslümanların/samimi Hristiyan / samimi
Yahudinin savaşlarında onlara cesaret vereceği bir niteliğe sahiptir.
Veyahut da özel olaylara kasırgalara, seslere vesaire yol açarak düşmana
karşı savaşta zafere yol açabilir.
Gazze'de
yaşanan insanlık dramı, vahşeti ve zulümler ortadadır. Bu vahşetin son
bulması için bu sandık şu iki amaçla kullanılabilir :
1-
İçerisindeki Tevrat'ın aslı bulunarak, Yahudilerin şu an inandıkları
Tevrat'ın asıl olmadığı ve Gazze'ye saldırma bahaneleri olan sahte
Tevrat sözlerinin, Allah'ın sözü olmadığı ortaya çıkarılır ve böylece
ellerine saldırma bahanesi olmayan siyonistler halklarını kandıramaz ve
savaşı durdurmak zorunda kalırlar , masumların canları kurtulmuş olur.
2-
Sandığın içerisinde bulunan asıl Tevrat veya Hz. Musa'ya indirilen taş
tabletler ve üzerindeki yazılar açıklanmasına rağmen,İsrailliler
Gazze'de zulme devam ederse, o halde her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti
laik bir devlet olsa da , inanan yöneticileri ve çalışanları, ve inanan
bir halk topluluğu bulunduğu için, bir Referandum ile, İsraile savaş
açılabilir ve Türk Ordusu bu sandığı da yanında taşıyarak-savaşabilir .
Çünkü Türk Ordusunda Allah'a inanan askerler vardır ve bu askerlerin
gücünün çoğu Allah'a imanlarından gelir ve eğer Türk ordusunda namaz
kılınıyorsa savaşa da bu kutsal sandıkla gitmeleri de inançlarının bir
gereği olacaktır.
Bu ön açıklamadan sonra,
sandığın İstanbul'daki olası yerini bildirmekteyim. Olası yeri ,
Silivrikapı'daki Hadım İbrahim Paşa Camii'nin avlusunun altıdır.
Sandığın
bu avlunun altında gömülü olma olasılığına aşağıdaki şu bilgiler
vasıtasıyla inanmaktayım. ( Bu bilgilerin kaynakları talep edildiğinde
size ulaştırabilirim, veya siz araştırıp bulabilirsiniz , konunun
aciliyetinden dolayı referansları şu an verememekteyim) :
1- Gerçek Kudus , İstanbul'dur. Çünkü ,
a- Eski Kudüs haritaları ile İstanbul'un haritarları
birbirine benzemektedir. Eski Kudüs haritalarında Zion denen yerde
istanbul haritalarında Ayasofya , Hz.Süleyman'ın Sarayı denen yerde ise
Topkapı Sarayı mevcuttur.
b- Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde , Topkapı sarayından önce
sarayburnunda Hz. Süleyman'ın yaptırdığı bir saray olduğunu söyler
c- Hristiyanların inandığı şu anki
İncilde Kudus'ün 7 tepeli olduğu yazılıdır ve tepelerin isimlerinden
biri Akra diye adlandırılır. Bu tepenin Kudüs'ün kuzey doğusunda olduğu
belirtilir, ya incilde y da başka kaynaklarda. Şu an ki Kudüs'de Akra
tepesi hala bulunamamıştır !? Nasıl bir Kudüs ki tepesi bulunamıyor ?.
Halbuki istanbulun sarayburnun eski ismi Akra'dır!. ve İstanbul'un kuzey
doğusunda bulunmaktadır. Bu , İStanbul'un Kudus olabileceğini gösteren
sağlam delillerindendir.
d- İStanbul'un Ese Kapısı adlı bir kapısı vardır. Bu aslında İsa Kapısı
demektir. Ve Hz.İsa'nın bu kapıdan Kudüse girdiği düşünülür. . Hz. İsa
girmemiş olsa ne diye bu kapı İsa Kapısı diye adlandırılsın? Sadece
taklit için mi? O halde neden o kapı değil de diğer kapılardan biri
seçilmemiş taklit için ?
e- Eski Kudüs haritalarında Golgota Surların kuzeyini göstermektedir.
İstanbul surlarının kuzeyinde de Bir tepe mevcuttur ve orası Edirnekapı
mezarlığıdır. Çarmıha gerilen insanların bulunduğun yerin yıllar sonra
mezarlık olması da gerçekten kabul edilebilir bir durumdur.
f- Yunan kaynaklarında istanbulun adı İslampol
olarak geçmektedir. yani selam yurdu. Kudüsn ingilizce ismi latince
ismei Jerusalem de ibranice olan isminin anlamı da selamyurdudur.
g- Eski Kudus resimlerine Kudüs'ün önünden deniz
geçmektedir. Yelkenli gemiler gözükür. Şu anki Kudüs'de deniz yoktur
ama İstanbul'da vardır.
h- Türkiye Cumhuriyeti bayrağında bulunan AY yıldız sembolleri,
bizanslıların da kullandığı bir semboldür ve Hz. İsa'nın doğuşunu
sembolize eden simgelerdir. Hz. İsa'nın doğuşunu simgeleyen bir bayrak
kullanan Bizans'ın başkentinin de Hz.İsa'nın yaşadığı Kudüs kendi olması
da muhtemeldir.
2- Kuran'da mescid diye geçen, ilk kıble, Ayasofya'dır. Çünkü Ayasofya'nın Yunan kaynaklarında eski adı Zion'dur.
3-
Eski israil paralarında gözüken Tapınak'ın girişini gösteren
çizimlerle , Ayasofya'nın Sultan Ahmete bakan kapılarından biri ,
birbirine benzemektedir. Girişteki sütunlar ve kapı benzemektedir.
4-
Haçlılar- İstanbul'un gerçek Kudus olduğuna inanılsın veya
inanılmasın - İstanbul'u işgal ettiğinde kutsal ahit sandığını da
aramışlardır. Bazı kaynaklarda bu bilgi vardır..
5-
Kaynaklardan birinde, sandığın bir yeraltı su kanalından kayıkla
kaçırıldığı belirtilmektedir. Ayasofya'nın altı yeraltı sarnıçları ile
doludur. O halde sandık bu su kanallarından kaçırılmışsa bu
kanalların ulaştığı bir yerde bulunabilir. Hadım İbrahim Paşia Camii'nin
altında da böyle bir geçit bulunabilir. Keza HAdım İbrahim Paşa
Cami'nin hemen karşısında bulunan silivrikapının girişinde solunda kalan
bir yerde su kuyusu bulunmaktadır ve su kuyusuna merdivenle de
inebildiği gözükmektedir. ilginç bir şekilde kyunu önündeki taşlarda da
osmanlıca bir yazı gözükmektedir. Bu yazı ve bu kuyunun altı öncelikle
araştırılabilir belki de kolay bir şekilde bir geçitle Sandığa
ulaşılabilir.
6- Hz. Muhammed'in S.a.v.
elçileri Doğu Roma İmparatoru Heraklius'a gittiğinde, Heraklius müslüman
olmasa da gelen davetçilere , Adem'in Sandığı adlı bir sandığı
göstermişlerdir. Tarihi kayıtlarda bu vardır. O halde bir dönem Sandığın
İstanbul'da barındırılmış olması yüksek olasılıklıdır.
7-
Söylenenlere göre sandık bir enerji yaymaktadır ve İstanbul'un sur
içinide çocukluğu geçmiş her tarafını avucunun içi gibi bilen eski bir
arkadaşım, sandığın Hadim İbrahim Paşa Camii'nin altında olabileceğini
çünkü orada namaz kılarken diğer hiçbir yerde karşılaşmadığı çok yoğun
enerji hissettiğini söylemişti.
8- Arkadaşımın
önerisi ile sandığın orada olma olasılığını kontrol için Hadım İbrahim
Paşa Camii'ne gittiğimde şaşırtıcı bazı eserlerle ve bilgilerle
karşılaştım. Birincisi bu camii Mimar Sinan tarafından yapılmış ve
burada ahit sandığı gizlenmiş ise Mimar Sinan'ın bunu başarı ile yaptığı
söylenebilir. Bunun dışında çok garip şekilde camiinin şadırvanı
tabut-sandık şeklindedir. Ayrıca Hadım İbrahim Paşa Türbesi de
nornal türbelere benzememekte ve bir tabuk-sandık şeklindedir. Ve
caminin avlusunda her ne kadar Mimar Sinan tarafından yaptırılmış bir
camii olsa da eski roma sütun kalıntıları mevcuttur. Bunlar ahit
sandığının burada olduğu olasılığı arttırmaktadır.
9-
Silivrikapı'da Hadım İbrahim Paşa caminin çok yakınında Silivrikapı
yeraltı mezarlığı bulunmuştur ve çıkan lahitlerden brinin üzerinde
Hz.Musa'ya verilen taş tabletler simgelenmiştir. Zannediyorum ki
istanbulun başka hiçbir yerinde Hz. Musa ile ilgili bir simge çizim
bulunmamıştır , HAdım İbrahim Paşa camiinin yakınında bulunmuş olması,
sandığın Hadım İbrahim Paşa camiinin altında olma olasılığını
kuvvetlendirmektedir
10- Bizzat kendim rüyamda
ahit sandığını veya o zannettiğim bir sandığı, gördüğüm çizimlere benzer
şekilde gördüm. tahtadan yapılmış ve yanlarında tutulmak için tahta
sopalar mevcuttu. Ama altın kaplama göremedim. Bu demektir ki sandık
aranırken altın kaplama olacağı düşünülüp üst düzey metal dedektörlerle
vesaire aranılıp bulunamamıştır -en azından son dönem aramalarda-. Bu
sandığın Hadım İbrahim Paşa camiindeki ve diğer olası yerlerdekli
aramalarda üst düzey metal dedektörü veya arama cihazı ile değil,
radyasyon cihazları spektrometreler ile arama yapılmalıdır. Çünkü Kur'an
sandığı melekler taşır denmektedir. Bu sandığın havada durduğu manasına
gelebilmektedir. Bu da ancak sandığın bir manyetik alan radyasyon
yaydığı anlamına gelmektedir. Bu sebepten Hadım İBrahim Paşa ve diğer
olası yerlerde arama yapıldığı zaman farklı manyetik alan elektrik alan
radyasyon arama cihazları ile arama yapılmalıdır kazı çalışmalarından
önce
11- Gene rüyamda Ayasofya'ya benzer kapalı
bir yapının içerisinde , içi oyuk bir mermer dikdörtgen gördüm üzerine
sanki sandık konuluyormuş gibi idi..Etrafında da Hadım İbrahim Paşa
camii'nde gördüğüm sütun altlarına benzer yuvarlak mermerler gördüm.
Belki de bu sütun altları büyük mumları koymak için kullanılmakta idi
etrafının aydınlatılması çünkü mantıklı olabilir bu tür mumluklar ile..
Brada yazmayı unuttuğum veya başka araştırmacıların bildiği başka delillerde olabilir.
Sonuç
olarak, ahit sandığının İstanbul'da olma olasılığı yüksektir ve Hadım
İbrahim Paşa camiinin altında olma olasılığı da yüksektir. Gazze'deki
vahşetin durdurulması için Kutsal Sandığın biran önce bulunması
gerektiğinden, Bakanlığınıza ve sizlere, Hadım İbrahim Paşa Camii'nin
altının araştırılmasını önermekteyim.
Benim
maddi imkanlarım elverişli olmadığı için Devlet'den izin alarak ve
arkeologlar kazı ekibi tutarak bir araştırma faaliyetine
girişememekteyim Bu verdiğin bilgilerle ahit sandığı bir şekilde
ülkedeki ajanların ve yabancıların eline geçme olasılığı da riski de
mevcuttur. Bu riskleri bilerek bu yazıyı yazmaktayım çünkü her durumda
Gazze'deki masumları kurtarmak için savaşmamız gerekecektir. Eğer
sandığı yabancılar ve siyonistler ele geçirirse problem değil çünkü o
Kutsal Sandık ancak Allah'ın salih kullarında işe yarar , biz zaten
masumları kurtarmak için savaşacaktık arada bizden alınan sandığı geri
almak için de savaşırız. Yok eğer bulursak da Allah'a şükrederiz ki
masumların canlarını kurtarmak için savaşmaya daha da yaklaşmışızdır.
Bu
sebeplerden, maddi ve güç ilişkili imkansızlıklardan dolayı, tek
kişinin başaramayacağı Kutsal Sandığın bulunma işini
Bakanlığızın yapmasını önermekteyim.. ( Ayrıca Hadım İbrahim Paşa
Camii'nde bulunamazsa bile bir diğer önerim de Kemer Olimpos Dağı etrafı
dır. Sebebini de gerekirse söylerim. )
Comments
Post a Comment